Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet Ege için önemli bir konuyu kaleme aldı. Muğla'da kurulmak istenen Çimento Fabrikasını enine boyuna ele alan Eryontuk, halkın endişeli olduğuna vurgu yaptı
Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet Ege için önemli bir konuyu kaleme aldı. Muğla'da kurulmak istenen Çimento Fabrikasını enine boyuna ele alan Eryontuk, halkın endişeli olduğuna vurgu yaptı. Bölgenin ciddi zararlar göreceğini ifade eden Eryontuk, mücadele çağrısını da dile getirdi.
İşte o yazının tamamı ise şöyle:
"Muğla’nın merkez Menteşe İlçesine özel bir firma tarafından çimento fabrikası kurulmak isteniyor.
Çimento fabrikasını kurmak isteyen firma, “ÇED olumlu” raporu ile birlikte ruhsat aldı.
Bölge halkı ise endişeli.
Özellikle Menteşe Kent Konseyi hukuki süreci yakından takip ediyor.
Konsey öncülüğünde çevre örgütleri ve aktivistleri, çevre mücadelesinin siyasi hesaplara malzeme edilmemesi, ruhsatı veren belediye ile birlikte ÇED olur kararı veren bakanlığın da karşıya alınması gerektiğini belirterek bu girişimin bir parçası olmayacaklarını söylüyorlar.
Çok da haklılar…
TMMOB Mimarlar Odası’nın ÇED raporuna dair çekinceleriyse neden dikkate alınmaz ve bu ölçekte bir proje bu kadar kısa bir zamanda nasıl ruhsatlandırılır inanılır gibi değil.
Herkes şunu bilsin ki Muğla’yı ve topraklarını çoraklaştırılan sermaye bu sefer kazanamayacak.
Mevcut düzende çevreyi önceleyen bir politika için de mücadele etmekten kaçınmayanlar kazanacak.
Ben çok eminim.
Menteşe Kent Konseyi gibi örgütlerin öncülüğünde hem ÇED olumlu kararının hem de ruhsat işleminin iptalinin yargıdan döneceğine inancım tam.
Muğlalının bilmesi gereken ise örgütlü bir şekilde halk mücadelesine devam etmektir.
Özveriyle verilecek hukuk mücadelesi dışında yurttaş olarak yapacaklarımız ne kadar sınırlı olsa dahi bu oldubittiye izin vermemeliyiz.
Nihayetinde kazanacağımıza inandığım bu çevre zaferini de ortaya koyacağımız tepki ve direniş belirleyecek.
Öyle değil mi?
Buraya kurulmak istenen çimento fabrikası insanlarımızın ve tüm canlıların sağlığını tehdit etmekle birlikte tüm bu geçim kaynaklarımızın yok olmasına sebep olacak.
Ayrıca fabrikanın yapılması planlanan bölgede bulunan iki sulama barajından çevre köylerde sulu tarım yapılmaktadır. Bu proje yörenin geçim kaynaklarına, tarıma geri dönülemez zararlar vereceği aşikar.
Bu nedenlerden dolayı ve yöre halkının yaşam alanına tehdit oluşturmasından kaynaklı bu projenin gerçekleştirilmesine karşı hukuki mücadelenin sürmesi gerekmektedir.
Yoksa yaşanacak çevre felaketinin doğuracağı hasar çok büyük olacaktır.
Başta Muğla olmak üzere bu vatan toprağının her bir köşesinde yapılması düşünülen çevre ve doğaya yönelik oyunları el birliğiyle bozacağız.
Sermaye bu toprakları rahat bırakıp terk edene kadar her yoldan mücadelemizi sürdüreceğiz.
İnanıyorum ki ormanlarımız, doğamız ve insanımız bu sınavdan da alnının akıyla çıkacak.
Kimse unutmasın ki başka Türkiye yok!
Benden söylemesi…"