SİLİVRİ’DEKİ GENÇLER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!...

  • ali öztürkl hdr ilanı

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı tüm yurtta coşkuyla kutlanıyor.


Gençlere yönelik her platformda hamasi nutuklar, övgü dolu sözler söyleniyor.
Kuşkusuz gençler geleceğimiz ve toplumun en diri, en mücadeleci kesimi.
Güzel günler göreceksek de motorları maviliklere süreceksek de bu karanlık günler aydınlığa çıkacaksa da yine onlar sayesinde olacak.


Onlar son gelişmelerde kendilerini bir kez daha kanıtladılar, ülkeleri ve geleceği için her türlü fedakarlığı yapabileceklerini gösterdiler.


Ancak şimdi biz sokaklarda, salonlarda, törenlerde bayram kutluyor iken onlar, Silivri’nin soğuk duvarları arkasında, özgürlüklerinden mahrum, bedel ödemeye devam ediyorlar.
Proje okulları olarak bilinen okullarda görev yapan 20 binden fazla öğretmenin norm kadro gerekçesiyle görev yerlerinin değiştirilmesine tepki vererek, onların eylemlerine destek veren lise öğrencileri hakkında disiplin soruşturması başlatılmış.


O yüzden tüm coşkusuna rağmen buruk bir kutlama ne yazık ki!


Gençlerin özgürlük, barış, adalet ve gelecek mücadelesine yeterli desteği verdik mi?
Onların laik, demokratik, parasız eğitim hakları için ne yaptık?


Mustafa Kemal’in istediği çalışkan, sportmen, dürüst, ahlaklı gençler yetişsin diye ne tür projeler geliştirdik?
Onlar; geçmişte bizim yapamadıklarımız ya da yanlış yaptıklarımız yüzünden bugün baskı ve zulme uğruyor, soruşturmalar, gözaltılar, tutuklamalarla mücadele etmek zorunda kalıyorsa, oturup biraz da kendimizi sorgulamamız gerekmez mi?


Ama biz her zaman olduğu gibi işin kolayını seçiyor, anlık, günlük sevinç gösterileri, göstermelik tören ve etkinliklerle vicdanımızı rahatlatmaya çalışıyoruz.


Ortada bir suç yok iken; kaldı ki, suç kabul edilse bile bir gün yatarı olmayan cezalar nedeniyle aylarca içeride tutulan gençlerin hakkını nasıl ödeyeceğiz.


Sanıyor musunuz ki; nasıl olsa üç-beş ay sonra özgürlüklerine kavuşunca her şey bitecek!
Büyük çoğunluğu sınavlarına giremedikleri için en az bir yıl kaybedecekler.
Birçoğunun bursu kesilecek, büyük çoğunluğu yurtlarında atılacak.


En acısı da yaşamları boyunca çizilen o kırmızı çizgi her zaman ve her koşulda karşılarına çıkacak.
Tıpkı üzerinden 45 yıl geçmesine karşın 12 Eylül mağdurlarının sakıncalı olmaktan kurtulamadıkları gibi.
Kuşkusuz yaşamayan bilmez!


Nasıl güneşi özlersiniz, yakınlarınızdan, sevdiklerinizden bile çok…
Duvarlar üstünüze gelir, geceleri uyku tutmaz, nefes almakta zorlanırsınız.


En çok da yapılan haksız, hukuksuz uygulamalara kızgınlığınız, boşa geçen günler, aylar, yıllar kahreder insanı.
Ben de “bugün bayram, neşe doluyor insan “diyerek bayrak sallamak, marşlar söylemek, “her şey çok güzel olacak” sloganları eşliğinde yürümek istemez miyim?


Ama gerçekçi olmak gerekirse, bizler bu gençlere çok şey borçluyuz.


Kendi yaşadığım kentte yüzlerce yüksek okul öğrencisi barınma, ulaşım, beslenme sorunu yaşarken dünyanın gözbebeği Bodrum gibi bir kentte onlara bir yurt kazandıramamışsak,


Yarının sanatçısı olacak Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri; heykel, resim, tiyatro yapmak yerine eğlence mekanlarında garson, komi olarak çalışıyor, bulaşık yıkıyor, varsıl elitlerin ayak işlerini yapmak zorunda kalıyorsa,

Bodrumspor futbol takımını süper ligde tutacağız diye anlamsız yere transferlere milyon dolarlar harcıyor, başarılarıyla gurur duyduğumuz salon ve su sporları takımlarımıza ve oyuncularına hiçbir yatırım yapmıyorsak,
Kitle sporlarına önem vermek yerine bir endüstri haline gelmiş futbola yatırım yapıp, gençler için spor alanları, tesisler yapmıyorsanız,
Haklarında disiplin soruşturmaları başlatılmış lise öğrencilerinin velilerinin çocukları için verdikleri mücadeleye destek olmuyorsanız,
Ne yaparsanız yapın, bir yanı eksik kalıyor.
Ülkemizin içinde bulunduğu bu zorlu koşullarda moral ve motivasyon açısından bu tür coşkulu kutlamalara ihtiyacımız olduğunu elbette kabul ediyorum.
Ancak biraz olsun o vazgeçemediğimiz konfor alanlarından çıkıp, gerçeklerle yüzleşmekte de yarar var diye düşünüyorum.


Bir bayram günü bu iç karartıcı yazı beni de rahatsız etti inanın.
Ama elleri ters kelepçede, yerlerde sürüklenen, işkence yapılan, gözaltında eziyet edilen, hakaret gören gençler çıkmıyor aklımdan.


Öyle olunca ben de Silivri’de ve ülkenin dört bir yanında özgürlüklerinden yoksun, cezaevlerinde rehin tutulan gençlere selam göndereyim istedim.
Bayram tadında güzel günler görebilmeniz dileğiyle yüreğinizden öpüyorum gençler.