Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Uygulama ve Araştırma Merkezleri Koordinatörü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Şeyh
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Uygulama ve Araştırma Merkezleri Koordinatörü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, İsrailin 13 Haziranda İrana gerçekleştirdiği 12 günlük aralıksız saldırının Orta Doğu tarihindeki dönüm noktalarından biri olduğunu söyledi. Şeyhanlıoğlu, yaşananları "tarihi bir kırılma" olarak nitelendirerek, sürecin yalnızca iki ülke arasında değil, bölgesel ve küresel güç dengeleri açısından da büyük anlamlar taşıdığını vurguladı.
İranın ilk gün ana kumanda yönetiminde yaşadığı ağır kayıplara rağmen ikinci gün SİHA ve balistik füze gücüyle etkili karşılık verdiğini belirten Şeyhanlıoğlu, "İran, İsrailin stratejik noktalarına yönelik güçlü ve etkili saldırılar gerçekleştirdi. İsrail, tarihinde ilk kez bu kadar kapsamlı bombardımana maruz kaldı" dedi. Şeyhanlıoğlu, bu süreçte İranın 300 ila 500 arasında füze ve SİHAsının, ABD ve İngilterenin dışında çok katmanlı İsrail savunmasını aşmayı başardığını söyledi.
İranın en büyük zaafının, içerde MOSSAD tarafından devşirilen istihbarat alanında yaşandığını belirten Şeyhanlıoğlu, "İsrailin Hindistan üzerinde sızdığı yazılım teknolojileri, siber ve yerli ajan ağıyla İranı içeriden felce uğrattığını ifade etti. Ancak buna rağmen İranın çökmediğini ve muhtemelen nükleer kapasitesi ya da bu kapasiteyi devreye sokabilecek dış desteklerle (Çin, Rusya, Pakistan) caydırıcılığını koruduğunu savundu.
"İsrail halkı ülkeyi terk ediyor"
Şeyhanlıoğlu, çatışmaların toplumsal yansımalarına da dikkat çekti:
"İsrail tarihinde ilk kez Tel Aviv dahil olmak üzere çok sayıda şehir doğrudan vuruldu. Yaklaşık 200 bin kişi ülkeyi terk etti. Bu kişilerden çoğu Kıbrıs Rum Kesimine sığındı. Bu da Kıbrısın hem jeopolitik hem güvenlik açısından ne kadar stratejik olduğunu bir kez daha ortaya koydu."
Bu süreçten Türkiyenin de dersler çıkarması gerektiğini belirten Şeyhanlıoğlu, "Milli ruh, milli savunma sistemleri ve istihbarat altyapısının önemi bir kez daha görüldü. Özellikle Hakan Fidan döneminde geliştirilen MİTin MOSSADa yönelik operasyonların önemi daha iyi anlaşıldı. Türkiyenin istihbarat, milli hava savunma sistemlerini güçlendirmesi, Ukrayna ve Suriye savaşından da dersler çıkarılarak, Orta Doğudaki muhtemel krizlerde caydırıcı gücünü artıracaktır" diye konuştu.
Bölgesel iş birliği çağrısı
Şeyhanlıoğlu, Türkiye, İran, Pakistan, Mısır, Irak ve Suriyenin askeri ve ekonomik bir pakt kurmasının zamanının geldiğini söyledi. Kalkınma Yolu Projesi ve Ahmet Şara liderliğindeki yeni Suriye Hükümeti ile ilişkilerin bu iş birliği açısından stratejik önemde olduğunu vurguladı.
Gazzede yaşananları "soykırım ötesi vahşet" olarak nitelendiren Şeyhanlıoğlu, İsraile karşı etkili bir diplomatik, ekonomik, sosyal, siyasal ve askeri boykot uygulanması gerektiğini söyledi.
İranın Çinden savaş uçakları alarak hava savunma sistemlerini güçlendirdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şeyhanlıoğlu, bölgede yeni bir çatışmanın her an başlayabileceğini ve Türkiyenin bu muhtemele karşı hazırlıklı olması gerektiğini sözlerine ekledi.