• Nevavprestij
SAĞLIK Haber Girişi : 01 Nisan 2024 11:14

HPV aşısında mahalle baskısı

HPV aşısında mahalle baskısı
Sağlık politikaları konusunda akademik kariyer yapan, yıllardır sahada çalışan ebe-hemşire Derya Böğrü, siyasetçilerin HPV aşısı konusuna girmek istemediklerini söyledi ve bunun nedenlerini anlattı

Kadınlar arasında görülen en yaygın kanser türlerinden olan rahim ağzı kanserine HPV olarak bilinen virüs sebep oluyor. Bu virüsün erkeklerde hastalık yapmadığı bilinse de bu kesin değil ve virüsün erkeklerde de hastalık yapabileceği yönünde görüşler var. Tüm bunlarla birlikte HPV'ye tam koruma sağlayan bir aşı tam 20 yıldır kullanımda. Kanser sürecinin maddi-manevi ağırlığı düşünülünce böylesi bir aşının önemi tartışılamaz. Aşının etkisi bu kadar tartışmasız olunca dünyada 100'ün üzerinde ülke HPV aşısını okullarda aşı takvimine aldı. Hatta bazı ülkelerde rahim ağzı kanseri bir zamanların çiçek hastalığı, kızamığı gibi tarihe karışmak üzere. Gelin görün ki Türkiye'de HPV aşısı hala ücretli ve henüz aşılama takvimine alınmış değil. Ayrıca HPV ve aşısı Türkiye'de 'tartışmalı' ve biraz da 'kaçınılan' bir konu. HPV hakkında saha çalışmaları bulunan Derya Böğrü ile Gazete Duvar'dan Ceren Baydar'ın röportajından satır başları haberimizde.
 

voyage otel

 

'CİNSEL', ‘CİNSELLİK’ İFADESİ TOPLUMU İTİYOR’

 

 

HPV aşısının hayati önemi ortadayken gerekli adımların neden atılmadığını, neden konuşulmaktan kaçınılan bir konu olduğunu sahadan bir isimle konuştuk. Kariyerine ebe-hemşire olarak başlayan, Türkiye'nin pek çok yerinde üreme sağlığı eğitimi veren, bugünlerde kadın sağlığı ve sağlık politikaları konusundaki akademik çalışmalarını sürdüren Derya Böğrü ile... HPV virüsünün yaygınlaşmasının ve dolayısıyla rahim ağzı kanserinin önüne geçmenin tek yolunun aşılama olduğunu belirten Böğrü, 12-13 yaş grubunda erkek ve kız çocuklara yapılan aşının tam koruyucu olduğunu, daha ileri yaşlarda da yüzde 90'a varan başarı oranı sağlandığını söyledi. Böğrü, “Yapılması gereken erkek çocuklarını da içeren bir aşı takvimi oluşturulması” dedi. Türkiye'de konunun hakkıyla tartışılmamasının ve gerekli adımların atılmamasının sebeplerinden birinin Türkiye toplumunun muhafazakar yapısı olduğunu söyleyen Böğrü, “HPV cinsel ilişki yoluyla bulaşan bir virüs. Burada geçen 'cinsel' ifadesi bile toplumu bir adım geri itiyor” ifadelerini kullandı.

 

 

'HPV KONUSUNDA SORGULANANIN SADECE KADIN OLMASI HAKSIZLIK'

 


HPV'ye ya da rahim ağzı kanserine yakalanan bir kadının cinsel hayatının, özgürlüğünün, hayat tarzının sorgulandığını da söyleyen Böğrü, “Oysa mesele kesinlikle kadının cinselliği değil. Tek eşli bir kadın da bu virüsü kapabilir. Bu virüsü kadın vücudu üretmiyor, durup dururken ortaya çıkmıyor bu virüs. Hatta o virüsün o kadına bulaşmasının tek yolu eşi. Burada sorgulananın sadece kadın olması çok büyük bir haksızlık. HPV erkeklerin de meselesi” diye konuştu.

 

 

'TÜRKİYE'DE KADININ TÜM CİNSEL SORUNLARINDAN ÇOĞUNLUKLA EŞİ SORUMLUDUR'

 


Cinsel ilişkinin yaygın olarak kadınlar ve erkekler arasında gerçekleşen bir eylem olduğunu hatırlatan Böğrü, “Hele de kadınların ilk cinsel deneyimlerini çoğunlukla evlenince yaşadığı Türkiye gibi bir ülkede bir kadının HPV virüsü ile karşılaşmasının tek yolu var: kocası. Aslında Türkiye'de bir kadının evlendikten sonra başına gelecek tüm cinsel sorunlardan çoğunlukla eşi sorumludur. HPV'den de” ifadelerini kullandı.

 

 

'HPV UTANILACAK BİR ŞEY DEĞİL, GRİPTEN FARKI YOK'

 


Özellikle küçük yerleşim yerlerinde HPV'ye karşı bir önyargı olduğunu belirten Böğrü, “Toplum HPV virüsünü kapmayı bir yaftalanma olarak görüyor. HPV'nin gripten hiçbir farkı yok, utanılacak bir şey değil” dedi.

 

 

‘KARABÜK ÖRNEĞİ HPV KONUSUNDAKİ BİLGİ YANLIŞLIĞINI ORTAYA KOYDU’

 


Karabük’te HPV vakalarının arttığına dair iddiaları ve Karabük’e dair yorumları da hatırlatan Böğrü, bu örneğin üreme sağlığı eğitiminin ne kadar önemli olduğunu, HPV konusundaki yaygın bilgi kirliliğini ortaya koyduğunu söyledi. Böğrü, “Karabük’le ilgili yorumlardan anladığım kadarıyla insanlar HPV ve HIV’in aynı olduğunu sanıyor. Halbuki cinsel yolla bulaşan çok hastalık var. Bunların doğru bir dille anlatılması lazım” dedi.

 

 

'SİYASETÇİLER TOPLUM YAPISINDAN DOLAYI HPV KONUSUNDAN UZAK DURUYOR, ÖZELLİKLE DE SEÇİM ZAMANLARINDA'

 


Kamu kurumlarının yöneticilerinin, bürokrasinin ve siyasetin de konuya mesafeli durduğunu söyleyen Böğrü, “Bu ülkede 'hamile kadınlar dışarıda dolaşmasın' diyen bir topluluk ve o topluluğa ulaşmaya, onlardan oy almaya çalışan bir siyaset var. Dolayısıyla politika yapanlar ve politika üretenler HPV ile ilgili anlattığımız her şeye ikna olsa da bu muhafazakar hassasiyet onları konudan uzak tutuyor. Özellikle de seçim zamanlarında” dedi.

 

 

MANSUR YAVAŞ'IN ADIMI OLUMLU AMA...

 


Siyasilerin zaman zaman HPV aşısının ücretsiz olması, aşı takvimine alınması gerektiği ile ilgili kısık sesli açıklamalar yaptığını ama bunun hiçbir zaman eyleme dönüşmediğini ifade eden Böğrü, geçtiğimiz günlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın 30 yaş altı ve sosyal destek alan kadınlar ile kız çocuklarına ücretsiz HPV aşısı uygulaması başlatacağına ilişkin açıklamasını olumlu olduğunu söyledi. Böğrü, “Bu bir dayanışma, çok müthiş bir adım. Ama HPV ulusal aşılama programına dahil edilirse belediyelerin bunu yapmasına gerek kalmaz ve belediyelerin o bütçesi de başka yerlerde kullanılabilir” diye konuştu.

 

 

'HPV'Yİ ANLATIRKEN KULLANILAN DİL DEĞİŞMELİ'

 


Hem toplumun hem erkeklerin hem de politika yapıcıların bakışını değiştirmek gerektiğinin söyleyen Böğrü, bu değişimi sağlamak için kullanılan dilin çok önemli olduğuna dikkat çekti. Böğrü, “Toplumda doğru bilgi yok, önyargılar var ve siyaset bu önyargıları değiştirmek yerine, önyargılara uyum sağlıyor. Bu durumu hemen değiştirmek de mümkün değil ama HPV çok hızlı yayılıyor. Biz bu hastalığın yayılmasını engellemek için önce toplumu ikna etmeliyiz. O zaman kullanılan dili değiştirmek lazım. Bugünkü koşullar altında bu iş ancak böyle yapılır” dedi.

 

 

'CİNSELLİK ÜZERİNDEN DEĞİL 'ANNELİK', 'AİLE', 'EVLAT' ÜZERİNDEN ANLATALIM'

 


HPV'yi anlatırken başka kavramlar kullanılmasının sonuç alıcı olabileceğini söyleyen Böğrü, önerilerini şöyle anlattı: “Cinsellik üzerinden anlatmayalım bu virüsü. Türkiye'de aile, anne, evlat gibi kavramlar toplumun büyük çoğunluğu, özellikle de erkekler tarafından önemseniyor. Ne diyor erkekler, 'kadın yuvayı yapar', 'cennet anaların ayağı altında'. Aynı erkekler bu kadar kıymet verdiği kadınları, annelerini, eşlerini evlatlarını, kız kardeşlerini HPV aşısı olmayarak kansere karşı korumasız bırakıyor. Sonunun kanser olacağını bile bile sessiz kaldıklarını, erkeklere anlatmamız gerekiyor.”

 

 

'KANSER TEDAVİSİNİN MASRAFI AŞILAMANIN MASRAFINI KATLAYACAK'

 


HPV aşısının takvime alınması önündeki bir diğer engel de maliyet. Böğrü, bu konuda yanlış bir kanaat olduğunu şu sözlerle anlattın “Kansere yakalanan kadınların tedavisinin maliyetinin bütün ülkeyi aşılamanın maliyetinden daha düşük olduğunu düşünüyorlar. Evet ama HPV bu hızla yayılmaya devam ederse bir gün o kanser tedavisi masrafı bağışıklama masrafını katlayacak. Bu bir ulusal iktisat meselesi. Halk sağlığı bir sektör değildir, geleceğe dönük yatırımdır. Tedavi anlıktır ve birileri para kazanır. Ama toplum kaybeder. Bugün bizim hala kızamık salgını ile, çiçek hastalığı ile uğraştığımızı düşünsenize. Bu da çok benzer bir süreç.”

 

 

AŞI ÜCRETSİZ DEĞİL AMA ÖDENEN ÜCRET SONRADAN TALEP EDİLEBİLİYOR

 


Böğrü, aşı olmak isteyen kadınlara önemli bir gelişmeyi de hatırlattı. Geçtiğimiz yıl Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği'nin SGK'ye açtığı HPV aşısı ücret iadesi davasını kazandığını ve bunun bir emsal olduğunu söyleyen Böğrü, “Ücretin iadesiyle ilgili iki mahkeme kararı var. Kadınların aşıyı ücretiyle yaptırdıktan sonra bağlı bulunduğu SGK müdürlüğüne başvurup SGK'den bu parayı talep edebilir. SGK bu parayı ödemek zorunda. Bu çok önemli bir adım. Bundan sonrası için artık Sağlık Bakanlığının bir aşı takvimi oluşturması gerekiyor. Bağışıklama ve soğuk zincir konusunda Sağlık Bakanlığı tartışmasız iyi bir hizmet yürütüyor. HPV aşısının bakanlık tarafından uygulanması bu açıdan da çok kıymetli” diye konuştu.