Gümüşlük halkı ve çevre STK’ları, Çayıraltı Halk Plajı’nın özel işletmeye devredilmesine ve Demirci Deresi’nden denize akan lağım suyuna karşı sessiz kalmadı. Anayasal haklarını hatırlatan Gümüşlük Forumu, “Sahillerimizi ve denizimizi savunuyoruz!” denild
Bodrum’un gözde mahallelerinden Gümüşlük’te halk, sahillerin işgaline ve çevre kirliliğine karşı ayakta. Antik Myndos kenti kalıntılarını barındıran, tarihî ve doğal zenginlikleriyle eşsiz bir coğrafya olan Gümüşlük’te yaşanan gelişmeler bölge halkının ve çevre gönüllülerinin tepkisine neden oldu. Gümüşlük Forumu tarafından yapılan açıklamada, anayasal haklara ve Kıyı Kanunu’na rağmen sahillerin özel işletmelere peşkeş çekildiği, halk plajlarının daraltıldığı ve çevre sağlığını tehdit eden lağım kirliliğine karşı hiçbir önlem alınmadığı vurgulandı.
Özellikle “Çayıraltı Halk Plajı” örneğiyle somutlaştırılan açıklamada, ücretsiz duş, soyunma kabini, tuvalet, cankurtaran ve mavi bayrak gibi hizmetlerle donatılmış olan bu halk plajının önce hizmetlerinden mahrum bırakıldığı, ardından da Bodrum Belediyesi tarafından özel bir işletmeye tahsis edilerek halkın kullanım alanının daraltıldığı belirtildi. Belediye Başkanı’nın bu uygulamanın kendi onayıyla yapıldığını basın toplantısında itiraf ettiği hatırlatılarak, anayasal hakların çiğnendiği vurgulandı.
Diğer yandan Gümüşlük’ün can damarlarından biri olan Demirci Deresi’nin uzun süredir denize lağım taşıdığı, 2022’den bu yana yapılan tüm başvuru, su tahlili ve resmi bildirimlere rağmen hiçbir kurumun sorumluluk üstlenmediği ifade edildi. Deredeki kirlilik bilimsel verilerle ortaya konmasına rağmen hem Bodrum Belediyesi hem de ilgili kamu kurumlarının sorunu görmezden geldiği kaydedildi.
“Sahillerimizin işgal edilmesine, denizimizin kirletilmesine sessiz kalmayacağız” diyen Gümüşlük Forumu, hem yerel yönetimlerin hem de kamu otoritelerinin görevlerini yerine getirmediğini, buna karşılık bölge halkının ve çevre STK’larının yasal tüm haklarını kullanarak Gümüşlük’ün değerlerini korumaya kararlı olduğunu ilan etti.
İki yüz kişinin imzasıyla Bodrum Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığı’na sunulan dilekçeyle birlikte halk plajının halka geri verilmesi talep edilirken, açıklamanın sonunda “Her türlü vatandaşlık hakkımızı kullanmaktan kaçınmayacağız” ifadesiyle hukuki mücadele kararlılığı da ortaya kondu.