Doğuştan safra kanalları olmadan dünyaya gelen 2,5 yaşındaki Filistinli Jad Ahmed Said Deek, ülkesinde tedavi imkanı bulamayınca çareyi Türkiyede aradı. İ.
Doğuştan safra kanalları olmadan dünyaya gelen 2,5 yaşındaki Filistinli Jad Ahmed Said Deek, ülkesinde tedavi imkanı bulamayınca çareyi Türkiyede aradı. İ.A.Ü. VM Medical Park Florya Hastanesinde annesinden nakledilen karaciğerle sağlığına kavuşan küçük çocuk, yeniden yaşama tutundu.
Filistinli 2 buçuk yaşındaki Jad Ahmed Said Deek safra kanalları olmadan dünyaya geldi. Doğumdan kısa süre sonra rahatsızlanmaya başlayan çocuğun ailesi hemen Jadı hastaneye götürdü. Hastanede yapılan tetkiklerin ardından talihsiz çocuğun safra kanalları olmadan dünyaya geldiği anlaşıldı. Hemen doktorlar çocuğu ameliyata alarak "Kasai" adı verilen bağırsaklarla safra yolu arasında yeni bir yol yapma operasyonu gerçekleştirdi. Ancak yapılan ameliyatın başarılı olmaması sonucunda Jad 2 yaşına geldiğinde yeniden rahatsızlandı. Hastaneye kaldırılan çocuğun karaciğer nakli olması gerektiği anlaşıldı. Ancak Filistinde bu ameliyatı yapacak hastanenin bulunmaması üzerine Baba hemen Filistin Sağlık Bakanlığına başvurdu. Türk makamlarıyla iletişime geçen Filistin Sağlık Bakanlığı, çocuğu Türkiyeye sevk etti. İ.A.Ü. VM Medical Park Florya Hastanesine getirilen küçük Jada burada yapılan ilk müdahale ve tetkiklerin ardından acil karaciğer nakli kararı alındı. Küçük çocuk, annesinden alınan karaciğer sayesinde yeniden sağlığına kavuştu.
"Ülkesinde yapılan ameliyat başarılı olmadı"
Jadın safra yolları olmadan doğduğunu ve üç aylıkken Filistinde bağırsaklarla safra arasında bir yol oluşturmak için Kasai ameliyatı geçirdiğini dile getiren nakil ekibinden Doç. Dr. Hasret Ayyıldız Civan, ancak bu ameliyatı olan hastaların yaklaşık yüzde 80inin karaciğer nakline ihtiyaç duyduğuna dikkat çekerek Filistindeki ameliyatın yeterince başarılı olmadığını ifade etti.
Doç. Dr. Ayyıldız Civan, "Bize başvurduğunda karaciğer yetmezliğiyle başvurdu, geldiğinde ciddi derecede karında asit, karaciğer enzimleri ve sarılık değerlerinde ciddi yükseklik vardı. Bu yüzden hastayı karaciğer nakil adayı olarak kabul ettik. Annesiyle kan grubu uyduğu için canlı vericili karaciğer naklini gerçekleştirdiğimiz bir hastamız oldu" dedi.
"Küçük yaşı ve düşük kilosu zorluk oluşturdu"
Jadın küçük yaşı ve düşük kilosunun zorluk oluşturduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ayyıldız Civan, Türkiyede bu problemle doğan çocukların genellikle daha ileri yaşlarda nakil olduğunu ancak birimlerinin çocukluk çağı karaciğer nakillerinde oldukça yetkin olduğunu belirterek, "En küçük karaciğer naklimiz 5 kilogram ağırlığındaki bir çocuğumuzdu" diye konuştu.
Nakil sonrası Jadın 1 ayda 1 kilo aldığını ve keyfinin yerinde olduğunu belirten Doç. Dr. Civan, "Şu an aldığı karaciğer gayet sağlıklı bir karaciğer ve şu an için oldukça sağlıklı" ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Civan, Jadın düzenli doktor kontrolleri ve ilaç kullanımına devam edeceğinin altını çizdi.
"Jad savaşta yaşamını sürdürmeye çalışan, bizim için çok özel bir çocuk"
Doç. Dr. Ayyıldız Civan, "Biz çok mutluyuz, bizim için bütün hastalarımız çok kıymetli ama bu hastanın en özel durumu Filistinden gelmiş olması. Filistin hem savaş altında olan bir ülke hem de çocukluk çağı karaciğer nakillerinde ünitesi olmayan bir ülke. Bu açıdan hastaya faydalı olduğumuzu düşünüyoruz. Ben bu anlamda çok mutlu hissediyorum kendimi" dedi.
"Geldiğinde acil ameliyata ihtiyacı vardı"
Prof. Dr. Abuzer Dirican ise "Ülkesinde yapılan ameliyat bir süre işe yaramış ancak geldiğinde ameliyata ihtiyacı vardı. Karaciğerin sirozundan kaynaklanan bir kanama geçirmişti. Dalağı büyüktü, karnında sıvı vardı, mevcut karaciğer daha fazla idare etmeyecekti" diye konuştu.
Annesinden alınan karaciğerin sol yan tarafının başarıyla nakledildiğini ve hastanın hızlı toparlandığını aktaran Prof. Dr. Dirican, "Ameliyattan sonra 5. haftanın sonundayız, çok sağlıklı görünüyor. Kontrolleri de gayet güzel, ülkesine göndereceğiz. Kontrollere ülkesinde devam edecek, buraya geldiğinde de biz bakacağız" dedi. Prof. Dr. Dirican, Filistindeki şartların takibi zorlaştırabileceğini ancak her zaman iletişimde kalmaya çalışacaklarını da sözlerine ekledi.
"Türkiye nakil alanında dünyada çok iyi bir noktada"
Prof. Dr. Bülent Ünal ise Türkiyenin canlı vericili karaciğer naklinde dünyada çok önemli bir konumda olduğunu vurguladı.
"Özellikle pediatrik nakil farklı bir özen gerektiriyor. Biraz daha komplike bir işlem" diyen Prof. Dr. Ünal, Jadın küçük karnına büyük bir karaciğerin yerleştirilmesi zorluğuna değinerek "Anne burada kahraman, sol tarafını çıkardık. Onu küçültüp ondan sonra karnına yerleştirmeniz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Normal bir çocuğun ten rengine sahip"
Çocukluk çağı nakillerinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Ünal, "Pediatrik nakilleri çok önemsiyoruz çünkü nakil sonrası çocuklar normal hayatlarını sürdürüyor. Biz onları izliyoruz, yetişkinlerde bunu fark etmek biraz daha zor ama çocuklar okula gitmeye başlıyor" şeklinde konuştu. Jadın nakil öncesinde çok zayıf, sarılığı olan ve siroza bağlı mide kanaması geçirmiş bir hasta olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ünal, "Şu an da normal bir çocuğun ten rengine sahip, o yüzden hakikaten bizim için çok değerli" dedi.
Prof. Dr. Ünal, dünyada pediatrik karaciğer naklinin yapıldığı merkez sayısının çok fazla olmadığını ancak Türkiyede oldukça iyi merkezler olduğunu belirterek bununla gurur duyduğunu ifade etti. "Jad Filistinden geliyor, savaşın olduğu karmakarışık bir ülke, orada trajedi devam ediyor ama bir yandan da sağlık sorunları da yaşanıyor. Bu sorunları çözmekte zorluk çekiyorlar. Biz de bu anlamda faydalı olduysak ne mutlu bize" sözleriyle konuşmasını tamamladı.
"Karaciğerimi hiç düşünmeden verdim"
Oğlu sağlığına kavuşan anne Walaa Deek, Jadın ilk doğduğunda yaşadıkları şoku şöyle anlattı: "Jad ilk doğduğunda safra yolları olmayan bir çocuktu, biz çok şaşkındık. Ne yapacağımızı bilmiyorduk. Hastaneye gittiğimizde bazı tahliller yapıldıktan sonra orada bize söylediklerine göre safra yolları yoktu. Bizi başka bir hastaneye sevk ettiler. Ondan sonra tedavi süreci başladı. Bizim için şaşkınlık vericiydi çünkü biz böyle bir hastalığı bilmiyorduk."
"Sonunda Türkiyeye başvurduk. Neredeydik şimdi nereye geldik. Ama Allaha şükür şu an durumu çok iyi" diyen Walaa Deek, oğluna karaciğerini hiç düşünmeden verdiğini dile getirdi. Başta doktorlar olmak üzere herkese ve ailesine teşekkür etti.
Baba ise ameliyat gerektiğinden dolayı ilk önce Filistin Sağlık Bakanlığına başvurduklarını ve oradan buraya sevk edildiklerini, Ürdün üzerinden Türkiyeye tedavi amacıyla geldiklerini söyledi.