• Nevavprestij
POLİTİKA Haber Girişi : 07 Kasım 2019 10:05

'Erdoğan'ın Amerika gezisine kadar bu tuhaf olayları görebiliriz'

'Erdoğan'ın Amerika gezisine kadar bu tuhaf olayları görebiliriz'
Korkusuz yazarı Can Ataklı, "Erdoğan Amerika'ya gitse de gitmese de halka tatmin edici bir şey söylenmesi gerek." dedi.

Can Ataklı, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 13 Kasım'da ABD'ye yapacağı geziden bahsederek, "İçişleri Bakanı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na yönelik ağır tahrikleri ortamı germek, gerilen ortamdan AKP'ye prim sağlamak amacını güdüyor gibi geliyor bana." dedi. 

voyage otel

 

İŞTE ATAKLI'NIN DİKKAT ÇEKEN O YAZISI 

 

Yine, yeni, yeniden cemaat
Son günlerde bir gariplikler oluyor.


 Cemaatin zenginleri zaten hapiste pek kalmıyorlar.

Cemaate destek veren ünlü isimler de birer birer serbest kalıyor.

AKP içinden “cemaate destek olarak nitelenecek” bazı çıkışlar görülüyor.

Ardından bu isimlere yönelik tepkiler oluyor.


 
Erdoğan hakkında, kaynağı belirsiz birtakım iddialar atılıyor ortaya. Listeyi uzatabilirim.

Ama asıl konuya gelmek istiyorum.

İktidar çok sıkıştı, önünü göremediği gibi, artık halkı kandırmak için elinde malzeme de kalmadı pek.

Erdoğan'ın Amerika gezisi şimdilik bir muamma.


 
Belli ki Beyaz Saray'dan haber bekleniyor. Sıkıntı şu; Erdoğan Amerika'ya gitse de gitmese de halka tatmin edici bir şey söylenmesi gerek.

İyi de ne söylenecek?

Bir taraftan Amerika'nın sözünü tutmadığını söylüyor ve yine gereğinin yapılacağını açıklıyorsunuz.

Öte tarafta Amerika hem yaptırım kararı alıyor hem Ermeni soykırımını tanıyor.

Bir de üstüne zaten ortada rezil bir mektup var.

O halde, gidilse de gidilmese de bu konulardan herhangi birinde “zafer kazanılması” mecburiyeti var.

Erdoğan gitse de gitmese de bir şeyler kazanmış gibi göstermek zorunda. İşte tam bu sırada ortaya yine yeniden bir cemaat paranoyası atılıyor.

Sosyal medya üzerinden cemaatin boş durmadığı, fırsat kolladığı, her an yeniden duruma hakim olabileceği endişeleri pompalanıyor. Cemaate ait olduğu ileri sürülen bazı hesaplardan, “Geliyoruz, sel gibi üzerlerinden geçeceğiz, güneş yeniden doğacak, kaçacak delik bulamayacaksınız” türü mesajlar atılıyor.

Bunlar her nasılsa takip eden etmeyen milyonlarca hesaba ulaştırılıyor.

Özellikle Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın tahliyelerinden sonra bu eylemlerde artış olduğunu gözlüyorum. Bu arada fısıltı gazetesi tarafından, Amerika'nın cemaatle ilgili bazı taleplerde bulunduğu, aksi takdirde Türkiye'ye çok ağır bazı yaptırımların yolda olduğu yayılıyor. Sanıyorum iktidar çaresizlik içinde yeniden bir FETÖ mağduriyeti sahnelemeyi planlıyor.

Bunlar hep hesaplı kitaplı işler gibi görünüyor. İktidarın başının en sıkışık olduğu anda bu tür iddiaların ortaya atılmasıyla hem dikkatler başka yöne çekilmiş olacak hem de tıpkı olağanüstü hal dönemindeki gibi istenilmeyen, beğenilmeyen herkesin üzerine gidilme şansı bulunacak.

Tabii cemaatle ilgili yeni paranoyaların PKK iddiaları ile at başı gitmesi de tesadüf değil.

İçişleri Bakanı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na yönelik ağır tahrikleri ortamı germek, gerilen ortamdan AKP'ye prim sağlamak amacını güdüyor gibi geliyor bana.

Öyle sanıyorum ki Erdoğan'ın Amerika gezisine kadar benzer tuhaf olayları görme ihtimalimiz çok yüksek.