Ne yazık ki rant gün tanımıyor. Her yer beton olmaya devam ediyor.
5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ GELECEĞİMİZ TEHDİT ALTINDA....
Son yıllarda dünya daha fazla rantın peşine düştü. Bizim gibi kalkınamamış kalkınmaya çalışan ülkelerde ranttı teknolojide değil de doğal kaynaklarımızla kazanmak istiyorlar. Sanırım para kazanmanın da en güzel yolu bu. Sırtını yandaşı olduğunuz iktidarlara dayayarak ülkenin doğal kaynaklarını yok etmek pahasına paranıza para katarsınız. Son zamanlarda enerji en kolay para kazanma alanı olarak görülmekte. Bunun için de doğal kaynakların yok olması kimsenin umurunda olmuyor. Enerji elde edip para kazanacağım diye birçok tarım alanı, orman alanı, doğal alanlar, sit alanları yok edilmek üzere rantçılara teslim edilmekte. Yaşayarak görüyoruz. Bu alanları koruyan kanunlar birer birer yok ediliyor. ÇED rafa kaldırılıyor. Sit alanlarının derecesi değiştiriliyor. Ama hep para kazanmak.
Gelişmiş batı ülkelerine baktığımızda kendi ülkelerinde ağır sanayiye yer vermiyorlar artık. Havalarının temiz kalması uğruna ağır sanayilerini başka ülkelere taşıyorlar. Yalnızca akıl ve para değeri fazla olan ürünleri yapıyorlar. Örneğin bir bilgisayar parçası yaparak karşılığında tonlarca buğday alabiliyorlar.
Bizlerin enerjiye tabii ki ihtiyacımız var. Özellikle temiz enerji dediğimiz Su, Rüzgar ve Güneş bizim için çok önemli. Su konusunda Avrupa’nın en az suyu olan ülkelerindeniz. Böyle olduğu halde Suyu biraz daha fazla olan Karadeniz Bölgesinde rant uğruna her derede onlarca HES yapmanın peşindeler. Tabii hiçbir doğa değerine bakmadan, yeterli can suyu bırakmadan suların 5-6 km lik tünellerle denize taşınmanın getireceği zararlara kimse bakmamaktadır. Susuz kalan doğada canlı kalmayacağı, iklimlerin değişebileceği, suyu kalmayan dere kirliliklerinin oluşabileceğini kimse umursamıyor.
Batı bölgelerinde rüzgar alanları daha fazla olan Batı bölgelerimizde yine plansız bir şekilde her yer RES lerle doldurulmaya çalışılıyor. Kamuoyuna orada yaşan insanlara bilgi bile verilmeden toprakları kamulaştırılıyor. Evlerinin yanı başında dev rüzgar panelleriyle uyanıyorlar. Özelliklede ilerde toprağı rant yapabilen yerler seçilmesinin arkasında başka amaçlar olduğu herkes tarafından görülebiliyor.
Güneş enerjisine baktığımızda nedense hala tam olarak ruhsatlar verilmediğinden hareketsizlik devam ediyor. Avrupa da örnekleri olan yalnızca güneş enerjisiyle enerji sorunların çözen ilçeleri görünce bizde neden yapılmadığına hayretle bakıyoruz. Acaba rant kısmı mı az diye düşünmeden edemiyoruz.
Enerjiye ihtiyacımız var. Bunu hepimiz kabul ediyoruz. Ama doğamızı yok ederek geleceğimizi tehdit altına sokarak enerji elde etmek ne kadar doğrudur. Bunu bir daha düşünmek gerekir. Önce enerji mantığı geleceğimizi tehdit etmektedir. Enerji bir şekilde bulunur ama kaybedilen geleceği tekrar yakalamak çok daha zordur. Ülke olarak geleceğimize sahip çıkmak zorundayız. Bunun için de hepimize daha fazla iş düşmektedir.
Dünya çevre günü hepimize kutlu olması dileğiyle..