
Derin Yoksulluk Ağı'nın yalnızca yardım dağıtmakla kalmadığını belirten Uçar, “Biz yoksulluğu bir insan hakkı ihlali olarak kabul ediyoruz. Bunu ortadan kaldırmak için karar alıcıları veri ve saha gözlemleriyle etkilemeye çalışıyoruz” dedi.
Derin Yoksulluk Ağı Araştırma ve Savunu Koordinatörü Önder Uçar, SosyalUp'ın Etki Odaklı Sohbetler serisinin yeni bölümünde, yoksulluğun görünmeyen yüzünü ve bu mücadelede geliştirilen dayanışma modellerini anlattı. “İnsanı insan yapan en temel haklara kuşaklar boyunca erişememek” olarak tanımladığı derin yoksullukla ilgili çarpıcı örnekler veren Uçar, sistematik bir yoksulluğun ancak hak temelli politikalarla çözülebileceğine dikkat çekti.
Derin Yoksulluk Ağı'nın yalnızca yardım dağıtmakla kalmadığını belirten Uçar, “Biz yoksulluğu bir insan hakkı ihlali olarak kabul ediyoruz. Bunu ortadan kaldırmak için karar alıcıları veri ve saha gözlemleriyle etkilemeye çalışıyoruz” dedi.
Pandemide geliştirilen model: Evden Değiştir
Pandemi döneminde yüz yüze temasın mümkün olmadığı bir dönemde “Evden Değiştir” modelini hayata geçirdiklerini söyleyen Uçar, “İnsanlara market kodu gönderiyoruz, böylece hem ihtiyaçlarına uygun ürünleri alabiliyorlar hem de yüz yüze destek almanın yarattığı utanç duygusunu yaşamıyorlar” dedi.
“Çocuklar aç. Okula kıyafetleri olmadığı için gidemiyorlar”
Derin yoksulluğun çocuklar üzerindeki etkisini aktaran Uçar, şu cümlesiyle dikkat çekti: “Okula gitmeleri dahi ayrı bir mesele. Kıyafetleri olmadığı için okula gidemeyen, kantinden haftada bir alışveriş yapabilen çocuklar var. Açlar ve bu gelişimlerini doğrudan etkiliyor.”
“Görünür kılınmaya ihtiyacımız var”
Sivil toplumun gücüne dikkat çeken Uçar, gönüllü destek çağrısında bulundu: “Bizi görünür kılmak bile çok büyük bir destek. Gönüllü olarak kargolamalardan araştırmalara pek çok süreçte yanımızda yer alabilirsiniz. Bu ülkenin çocukları için daha fazla kreş, daha çok okul yemeği, daha güçlü bir sosyal devlet artık bir lüks değil, zorunluluk.”