• Nevavprestij
GÜNCEL Haber Girişi : 27 Nisan 2023 16:22

Bodrumlu kadınların eli ve yüreği Hatay Arsuz’da

Bodrumlu kadınların eli ve yüreği Hatay Arsuz’da


Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi, Hatay Arsuz Dostluk Kenti’nde Bodrum Belediyesi ile ortaklaşa yürüttükleri çalışmalar ve bölgeye yönelik izlenimlerini hakkında bilgi verdi.

voyage otel

 

BU YIKIM KADINLARIN OMUZLARINDA

 

 Bodrum Belediyesi Artemisia Sergi Salonu’nda düzenlenen toplantıda konuşan Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi sözcülerinden Figan Erozan, “Bizler bu depremin yalnızca bölgede yaşanmadığını biliyoruz. Bu depremin yarattığı yıkım yalnızca depremin yaşandığı illerde vuku bulmadı. Bu yıkım bizim omuzlarımızda. Bu yıkım yalnızca Adıyaman’da enkazın altında doğum yapıp bebeğini kaybeden kadının değil, bu yıkım yalnızca babasının elini bırakmadan hayata gözlerini yuman Irmak’ın omuzlarında değil, bu yıkım Bodrumlu kadınların da omuzunda. Biz bu enkazın altından ancak feminist bilinçle döşediğimiz yollardan geçerek ulaştığımız Hataylı, Malatyalı, Maraşlı kadınlarla kurduğumuz dayanışmayla kalkacağımızı biliyorduk. Arsuz dostluk kampında bu bilinçle bu politikayla var olduk.

 

 

Biliyoruz ki kadınların tüm engelleri aşarak verdikleri mücadele, hayata dönmenin yanı sıra Bodrum'dan giden kadınlar için dayanışma ve gücümüzü yeniden kullanma sürecidir. Saha ekipleri ile yaptığımız 6 hafta süren dayanışma çalışmaları, hem bizler hem de Arsuz’daki kampta yaşayan kadınlar için yeniden ve yeniden ayağa kalkma ve çadırların dışında yaşanan hayatta yerimizi alma döngüsünü de beraberinde getirdi. Biz bugün burada, kimimiz Arsuz kadınları, kimimiz Arguvan kadınları, kimimiz Hatay kadınları olarak yer alıyoruz.” dedi.

 

Kadın meclisi sözcülerinden Elif Aytaç, yaptığı konuşmada deprem sonrası kadın saha ekipleri oluşturduklarını anlatarak “Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi Bodrum Belediyesi'nin Arsuz'daki yürüttüğü çalışmalara destek vermek, aynı zamanda kriz zamanlarında katlanarak artan bakım, beslenme, sağlık vb. işlerin sorumluluğunun kadına yüklenmesi ve bu yükün kadınların hayatında yol açtığı çoklu ayrımcılık ve şiddet dikkate alındığında, saha ekiplerinin kurulması, tam da bu nedenle kurulması önemliydi ve gerekliydi. Çünkü etkin bir güçlendirmeyi sağlayabildi. 8 Mart 2023'te ilk ekibin gitmesiyle başlayan Arsuz kamp saha çalışmaları, kampta yaşayan kadınların buluşma, konuşma ve sorunlarını anlatmanın yanında, çözümlerini de gündeme getiren ve çözümleri birlikte üretebilecekleri bir yere taşıdı.” diye konuştu.
 

 

ZORLUKLARI DAYANIŞMA İLE AŞMYA KARAR VERDİK

 


Bodrum Kadın Dayanışma Derneği adına konuşan Ceren Sayın ise Arsuz’daki izlenimleri ve yürüttükleri çalışmalarla ilgili şu ifadelere yer verdi“Bodrum Belediyesi ile yıllardır kurduğumuz iş birliği sayesinde, Arsuz Dostluk kampında hızlıca bir kadın çadırı kurduk. Bodrum Belediyesi Kadın Meclisi ile yürüttüğümüz bu süreçte uluslararası örgütlerle ilişkiler kurduk. Bölgedeki kadın örgütleriyle, LGBTİ+ örgütleriyle ve feminist örgütlerle dayanışma sağladık. Bodrumla Arsuz arasındaki mesafe bin 131 Km ve yaklaşık 15 saat. Bizim için bu mesafe dayanışmayla yok oldu. Bizler bir miktar şanslıydık, Bodrum Belediyesi’nin Dostluk Kampındaydık. Gittiğimizde en azından temel ihtiyaçların azami ölçüde karşılanabildiği bir kamp alanındaydık. Ancak yine de kadınların ve kız çocuklarının ped, iç çamaşırı gibi talep etmekten çekindikleri ihtiyaçlarına ulaşmakta zorlandıkları gerçeği ile burada da karşılaştık. 

 

Bizler bu depremin yalnızca bölgede yaşanmadığını biliyoruz. Bu depremin yarattığı yıkım yalnızca depremin yaşandığı illerde vuku bulmadı. Bu yıkım bizim omuzlarımızda. Bu yıkım yalnızca Adıyaman’da enkazın altında doğum yapıp bebeğini kaybeden kadının değil, bu yıkım yalnızca babasının elini bırakmadan hayata gözlerini yuman Irmak’ın omuzlarında değil, bu yıkım Bodrumlu kadınların da omuzunda. Biz bu enkazın altından ancak feminist bilinçle döşediğimiz yollardan geçerek ulaştığımız Hataylı, Malatyalı, Maraşlı kadınlarla kurduğumuz dayanışmayla kalkacağımızı biliyorduk. Arsuz dostluk kampında bu bilinçle bu politikayla var olduk. 

 

Bu felaketlerden, “normal” hayatımızda daha çok ayrımcılığa uğrayan gruplar çok daha fazla etkileniyor. Çocuklar, kadınlar, hayvanlar, göçmenler… Bizler bu felaketlerin ilk ve olağan mağdurları oluyoruz. İhtiyaçlarımız görmezden geliniyor, temel ihtiyaçlara ulaşımımız çok daha zorlaşıyor. Fakat bütün bakım emeği yine biz kadınların üzerinde kalıyor. Yani bir yandan üzerimize yüklenen cinsiyet temelli sorumluluklarımız devam ederken diğer yandan hayat bizler için temel ihtiyaçlarımıza ulaşmak noktasında oldukça zor bir hal alıyor. Biz BKD olarak Arsuz’da bu zorlukları dayanışmayla aşmak için vardık. Evet kırgınız, üzgünüz, öfkeliyiz. Bu duygular ataerki tarafından bizi aciz kılan, bizi güçsüz kılan duygular olarak öğretildi bize. Fakat arsuzda gördük ki, biz gözyaşlarımızla güçlüyüz. Bizim gözyaşlarımız orada yeni kentler kuracak. Biz duygularımızla bu kentleri kadınlar ve çocuklar için güvenli mekanlar olarak yeniden kuracağız.”