Bodrum’da nitelikli tarımın yapıldığı ve koruma altında olan Pınarlıbelen Ovası’nın yer altı sularının, golf sahası sulanmasında kullanıldığı öne sürüldü.
BODRUM - Bodrum’da bulunan ve Türkiye’de koruma altına alınan 61 ovadan biri olan Pınarlıbelen Ovası’nda susuzluk tehlikesi baş gösterdi.
Bölge halkının iddialarına göre, Pınarlıbelen Ovası yakınlarında bulunan Regnum Golf Club, tarım için sulama yapacağını beyan ederek arazisinde kuyu açtı, daha sonra bu sayısı üçe yükseltti. Ancak kulüp, beyan ettiği gibi suyu tarım için değil golf arazisini sulamak için kullandı.
2017 yılından bu yana devam eden bu süreçle ilgili en son bölge halkından İsmail Uğur, CİMER’e şikayette bulundu. DSİ yetkilileri, iki hafta önce sudan numune alarak konuyla ilgili inceleme başlattı.
‘5 KİLOMETRELİK SU HATT DÖŞENDİ’
Bölge halkının konuyla ilgili anlatımlarına göre, koruma altında bulunan bölgedeki yer altı suya ilişkin süreç 2017 yılında başladı. Regnum Golf Club, ilk olarak Pınarlıbelen İnişdibi mevkiinde tarımsal niteliği bulunan bir mülk satın aldı. Firma daha sonra söz konusu alanda, tarım yapacağı gerekçesiyle DSİ’ye başvuruda bulundu. Yapılan inceleme sonucu firma tarafından bölgede kuyuların açılmasına izin verildi. Yasal düzenlemede sadece bir kuyu açma hakkı olan firma, kendi arsasında üç kuyu birden açtı. Yine aynı bölgede tarımsal faaliyetler kapsamında zeytin ağaçları diken firma, açtığı kuyulardaki suyu bir depoya aktardı.
Aynı zamanda firma, Çamlık Mahallesi’nde bulunan golf sahasından Pınarlıbelen İnişdibi mevkiine kadar boru hattı döşedi. 5 kilometrelik su hattı tamamlandıktan sonra elde edilen su, golf sahasının sulanmasında ve çevredeki evlerde kullanıldı.
‘PINARLIBELEN OVASI’NDA SULAR TUZLANMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA’
Tüm bu süreç nedeniyle Pınarlıbelen Ovası’nda yer altı suları, hem tükenme hem de tuzlanma tehlikesiyle karşı karşıya. Yaşanan gelişmeler bölge halkının da tepkisini çekiyor. Pınarlıbelen Mahallesi’nde oturan ve son olarak CİMER’e şikayette bulunan İsmail Uğur, bölgedeki kuraklık tehlikesini hatırlatarak yer altı sularının yok olmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Yer altı sularının tuzlanma riskine dikkat çeken Uğur, “Bölgemizde kuraklık gerçeği var. Dolaysıyla bizim bu sularımıza sahip çıkmamız lazım. Sularımız bugün bitmeyebilir, 10 sonra bitmeyebilir, ya sonrası… Yani bir şekilde yer altı sularımız ya bitecek ya da tuzlanacak. Zaten yavaş yavaş tuzlanmaya başladı. Bu alanlar atalarımızdan bize miras bırakıldı. Bizler de yer altı sularımızı, ormanlarımızı ve doğamızı koruyarak bizden sonrakilere bırakmak istiyoruz. Bu sorun varken hiç kimse ‘Bodrum’da tarımı destekliyoruz’ demesin” ifadelerini kullandı.
‘BELEDİYE ŞARTLI İMAR İZNİ VERDİ’
Golf sahasının imar planlarının, ‘bölgedeki yer altı sularını kullanmama taahhüttü’ karşılığında onayladığını ifade eden Uğur, şöyle devam etti: “Çamlık’ta bulunan golf sahası ve otelin yapıldığı arsa, tarım alanıydı. İmar planları yapılırken ve izinler verilirken dönemin Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ‘Biz buradaki tarım alanlarını imara açıyoruz, golf sahasına izin veriyoruz ancak firma bize taahhüt verdi. Yer altı sularını kullanmayacak. Biz o şartla izin verdik’ dedi. Hatta bu ifadeleri basında yer aldı. Ama verilen sözler tutulmadı. Firma yıllar içinde yavaş yavaş ilerledi. Önce Kuyular açtı. Sonra göze batmamak için zeytin ağaçları diktiler. Sonra borularla suları taşıdılar. Bu sular golf sahasının sulanmasında kullanılıyor, evlerde kullanılıyor, havuzlarda kullanılıyor. Hatta suyu biriktirip kullanıyorlar.”
Bölgede yaşayan Derya Ulufer de susuzluktan endişe ederek firmanın döşediği su hattının kendi tarlasından geçtiğini söyledi.
FİRMA İDDİALARI YALANLADI
İddialarla ilgili Regnum Golf Club yetkililerinden İsmail Erdoğan, iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Tüm yasal izinlerin olduğunu belirten Erdoğan, “İddialar doğru değil. Burasının turizm imarı var. Dolaysıyla yapılar ona göre yapılmış durumda. Alanımızda dört tane su göletimiz var. Biz yağmur sularını kullanıyoruz golf sahasının sulamasında. Daha büyük bir gölet yapıyoruz. Suların havuz ve bahçelerde kullandığımız da doğru değil. Biz içme suyu olarak arıtma sistemi kullanıyoruz. Tesis olarak atık suyu bile değerlendiriyoruz. Gri su sistemiyle elde ettiğimiz suyu, bahçelerimizin sulamasında kullanıyoruz. Her şeyim açık ve net, tüm yasal izinlerimiz de alınmış durumda. Dolaysıyla tüm iddialar gerçekten uzak” dedi.