Ah Bodrum! Mavi bayraklı denizini , insanın ruhunu iyileştiren iyot kokulu havanı, begonvillerini, yaz kış hiç kaybolmayan yeşilini anlatmak varken, bağrında taşıdığın maziyi araştırmak dururken, bak nelerini yazmak düşüyor bana! 'Ah İstanbul'dan sonra 'Ah Bodrum Bodrum Olalı' diye de şarkı yazmalı bence Sezen Aksu.
Bir uyarım var. Bir talebim var. Bir de ricam.
Uyarı aslında benden değil Muğla Büyükşehir Belediyesinden geldi. Şu şekilde: "Muğla’da baraj seviyeleri son yılların en düşük seviyelerinde seyrederken Geyik Barajında yüzde 16, Mumcular Barajında yüzde10 seviyelerinde su kaldı. Barajlar çok kritik seviyelerde seyrederken, Meteorolojiden edinilen bilgiye göre ise geçtiğimiz yıllarda Eylül ayında yaşanan yağışlar bu yıl gerçekleşmedi ve önümüzdeki günlerde de yağış beklenmiyor." (Evet metin sıkıntılı! Kelime tekrarından sakınmayı öğrenecek arkadaşlar detaylarda boğulmayalım!) Uyarı kritik!
Uyarıya binaen bir vatandaş olarak talebim; Devlet Su İşleri, Muğla Valiliği, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Belediyesi ve Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri Yönetici ve ilgili birim sorumluları lütfen bir araya gelip bu hususta önce bir toplantı yapabilir mi? Toplantı sonrası mümkünse görüşülen "Acil Eylem Planı " hakkında kamuoyunu bilgilendirmek için beraber basının karşısına çıkabilir mi?
Muğla'nın bu kurumları bir arada görmeye, ortak açıklamaya ve su ile ilgili yaşanan ve yaşanabileceklere dair yetkililerin bilgilendirmesine çok ihtiyacı var. Daha ne kadar kirli bilgi ve duyumlarla haber, iletilerle yönlendirmelere maruz bırakacaksınız halkı? Devletin ya da devletin işveren olduğu kurumları daha ne kadar iletişim kazalarına kurban vereceksiniz? Ortak akıl, ne zaman, ne olunca devreye girecek?
Rica ediyorum, artık bu kesik kesik gelen seslere bir son verin! Bakın yazdan beri Bodrum, bir taraftan susuzluktan şikayetçi oldu. "Klima suyu ile çiçek suluyorum. Duş almak için mahalleye tanker gelmesini bekliyorum. Bulaşıkları bir haftadır biriktiriyorum. "dedi. Bir taraftan denize akan kanalizasyon sularını videoya çekti. Hemen peşinden gıda zehirlenmesi, bağırsak enfeksiyonları vakaları arttı, çoluk çocuk yatağa düştü.Yetmedi su patlaklarından "ramak kaldı"larla canını kurtardığına sevindi. Maddi hasarını, para kaybını bile gözü görmedi!
Barajlardaki bu seviyenin iki önemli riski var:
1-Susuzluk
2- Elektrik Arz Güvenliği
Daha bu yaz, yaşanan elektrik kesintileri susuzluğun sebebi olarak gündeme geldi. Şimdi barajlardaki su seviyesi diyor ki; ya elektrik üretimi ya da Bodrum'un suyu! Hangisini tercih edersiniz? Bakınca ikisinden de vazgeçemez, ne devlet ne de millet. Peki bu vazgeçilmez ihtiyaçların kesintisiz sağlanabilmesi için neler yapıldı? Neler yapılacak? Santralin mesela bir B planı var mı? Olur ya Geyik Barajından su gelmezse diye ? Veyahut DSİ ya da MUSKİ alternatif bir yoldan Bodrum'a su sağlama yönünde ne düşünüyorlar ?
Muğla Büyükşehir Belediyesi, durumu duyurdu, halk okudu. Tamam peki sonrası ne? Yağmur duası mı? Bak işin kötü tarafı ne biliyor musun? Yağmurla da sınavı çetin Bodrum'un. Bodrum'a bizzat gidip,yerinde inceleyen Doç. Dr. Ceyhun Özçelik'in işaret ettiği önemli riskler var. Taşkın riski bunlardan biri. Ceyhun Hoca açıklamalarında hep altını çizdi bu risklerin.
Sözün özü; biliriz ki, "tedbirsiz tevekkül olmaz". Gönül rahatlığıyla tevekkül etmek için tedbirleriniz ile ilgili bilgilendirme yapar mısınız?
Haydi selametle...
