BARIŞ SÜRECİ İÇİN MUHALEFET ŞART

  • ali öztürkl hdr ilanı

Türkiye, geleceği için tarihi on güne giriyor.

Bu on günde neler olacak?

DEM Parti İmralı Heyeti Abdullah Öcalan’la Terörsüz Türkiye ya da Toplumsal Barış Sürecinin 3. Aşamasıyla ilgili çok önemli bir görüşme yaptı.

Hemen ardından DEM Heyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’la tarihi bir görüşme yapıyor.

 

Önümüzdeki birkaç gün içerisinde PKK’nın sembolik silah bırakma töreni yapılacak.

 

Bu törene Siyasi Partiler, Sendikalar, Sivil Toplum Kuruluşları ve akredite edilen kimi basın kuruluşları temsilcileri ve gazeteciler de katılacak.

 

Tüm bu gelişmelerin yaşandığı sıralarda siyasi partilere, muhalif belediyelere yönelik gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor.

 

Menajer Ayşe Barım’ın görülen duruşmasında tutukluğunun devamına karar verildi.

 

Kartalkaya faciasının ilk duruşması başladı.

 

İzmir eski Büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer ve CHP İl Başkanının da içinde bulunduğu yüzün üzerinde kişiye açılan soruşturma devam ederken Adana, Antalya ve Adıyaman Belediye başkanlarına yönelik gözaltılar sürüyor.

 

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek Tutuklandı.

 

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere mahkemeye sevk için bekletiliyorlar.

 

Beylikdüzü Belediye Başkanı yaşamsal sorunlarına rağmen cezaevinde.

 

Onlarca siyasi lider, binlerce siyasi tutuklu, seçilmiş belediye başkan ve yöneticileri yıllardır rehin tutuluyorlar.

 

Bu noktada DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın sürece yönelik eleştirileri ve söylediği şu sözler çok önemli.

 

“Barış süreci için muhalefet şart.”

 

Mevcut durumda Türkiye’nin en büyük, en güçlü siyasi partisi durumunda olan CHP’ye operasyonlar devam ederken, demokratikleşme olmadan barış nasıl sağlanacak?

 

DEM Parti sözcüsü Ayşegül Doğan da yaptığı açıklamada “Uygulanan projelerin hukukibir zemine çekilmesi gerek.” Dediği sırada aynı hukuksuz, adaletsiz uygulamalar artarak devam ediyor.

 

Tam da bu günlerde DEM Parti yöneticileri Türkiye’nin dört bir yanında halk buluşmaları yaparak süreci anlatıyorlar.

 

Bu toplantılardan biri de Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan’ın katılımıyla Muğla’da gerçekleştirildi..

 

Muğla’ya geçmeden önce geldiği Bodrum’da STK ve siyasi parti temsilcileriyle bir kahvaltıda bir araya gelen Bakırhan sürece yönelik sert eleştirilerini sürdürdü.

 

Bir gün önce TV. programına konuk aldığım DEM Muğla İl Eş Başkanı Berivan Kardelen Yılmaz’a sorduğum ancak yeterli cevabını alamadığım soruları Bakırhan’a sorma fırsatım oldu.

 

“DEM Parti heyetlerinin iktidar partisi heyetiyle yaptığı görüşmelerde bu çelişkileri ortaya koyup, son dönemde yapılan ve çok büyük tepki çeken hukuksuz uygulamalar sürerken, demokratik adımlar atılmadan bu süreç nasıl başarıya ulaşır? Diye soruyor musunuz?

 

Bu sorularınıza iktidar yöneticileri nasıl yanıt veriyorlar?”

 

Eş Genel Başkanın içinde bulunduğu zor koşullarda ya da görüşmelerde konuşulanların dışarıya sızdırılmaması gibi bir karar alındıysa cevap vermeyebilirsiniz şeklindeki soruma beklediğim gibi net ve tatmin edici bir yanıt alamadım doğrusu.

 

Bakırhan’ın samimi açıklamaları toplantıda bulunanları büyük ölçüde tatmin etse de yine de hala açıklanmaya muhtaç konuların olduğu bir gerçek.

 

Tam da bu makaleyi kaleme aldığım saatlerde Pençe-kilit bölgesinde yapılan bir arama sırasında metan gazından etkilenerek yaşamlarını yitiren asker sayısının 12 ye çıktığı haberi geldi.

 

Yalnızca bu son gelişme bile ülkemiz açısından silahların durmasının, barışın ne kadar önemli ve yaşamsal olduğunun bir göstergesi.

 

Kuşkusuz sorumluluk sahibi her yurttaş gibi ben de ülkemize çok büyük acılara, kayıplara neden olan terör ve çatışma ortamının ortadan kalkması, barış içinde eşit yurttaşlar olarak bir arada yaşayabileceğimiz günlere kavuşmamızı isterim.

 

Ancak barış, kavga eden karşıtlar arasında olacağı için samimiyet ve toplumsal rıza çok önemlidir.

 

Evrensel hukuk kurallarını geçerli olduğu, en temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, demokratik bir anayasanın yapılmasını kim istemez ki?

 

Ancak iktidarın, mevcut anayasayı bile tanımayan, tüm muhalefeti terörle ilişkilendirmeyi hedefleyen köhne zihniyetten kurtulması, barışa giden yolda gerekli düzenlemeleri yapması gerekir.

 

Öncelikle hasta hükümlüler başta olmak üzere tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması, özellikle de basın üzerinde uygulanan yasak ve baskıların kaldırılması, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılması , yargı üzerindeki siyasal müdahalelerin önlenmesi olmadan bu sürecin başarıya ulaşması mümkün görünmüyor. Diliyor ve umuyorum ki tüm toplumu kucaklayacak, halk iradesinin hakim kılınacağı bir barış süreci için gerekli adımlar atılır.

  • kutay haziran ayı