• raşit emir süer
ÇEVRE -YAŞAM Haber Girişi : 26 Mayıs 2021 13:10

Aydın'da JES tehlikesi günden güne artıyor

Aydın'da JES tehlikesi günden güne artıyor

 Anıl Talat Eryontuk, Aydın ve ilçelerde yoğunlaşan JES'leri yazdı. Konuyu Cumhuriyet'in Ege' ye yazan Anıl Talat Eryontuk,  JES'lerin bölgeye verdiği zarara dikakt çekti. İşte o yazının tamamı:

voyage otel


"Türkiye’nin en büyük jeotermal elektrik santrallerine (JES) sahip olan Aydın’da çevreciler yıllardır bu tesislerin bölgedeki tarım arazilerine, yeraltı ve yerüstü sularına ve insanlara zarar verdiğini söyleyerek kapatılmasını istiyor. 

 

Peki duyan var mı?

 

Maalesef yok…

Neymiş Jeotermal Elektrik Santralleri ürettikleri elektrikle ülke ekonomisine hem büyük katkı sağlıyor, hem de söylendiği gibi çevreye zarar verdiği iddiası somut verilere dayanmıyormuş.

 

Çevreciler halen faal olan JES’leri bir tehdit olarak görse de devletimiz JES’lerin doğaya ve insana zarar verdiğini, çevreyi kirlettiğini ortaya koyan bir bulgu olmadığını iddia ediyor.

 

Madem bu JES’lerin zararı yok, yapılan çeşitli ölçümler niçin kamuoyuyla paylaşılmıyor o zaman?

JES’lerin verdiği zararı görmek için bir araştırmaya dahi gerek olmadığını düşünen bir yapıdan bahsediyorum.

Yöre insanları zaman zaman nefes almakta zorluk çektiklerini söylüyor. Bu insanlar yalan mı söylüyor o zaman?

Aydın ili incir ve zeytin ağaçları ile ünlü. JES’in bıraktığı sıcak sular nedeniyle incir ve zeytin ağaçlarının kuruduğu söyleniyor.

Düşünün ki sebze sulamak için açılan artezyen suları bile şu anda sıcak çıkıyor. Geçmişte soğuk çıkıyordu bu sular. 

 

Neden mi?

Çünkü iki bin metre derinden çıkardıkları sıcak suları tekrar aynı derinliğe vermeleri gerekirken, maliyeti yüksek olduğu için bunu yapmıyorlar.

 

Onlar ne yapıyor?

Yaptıkları şu: 200-500 metre arasındaki derinliğe bırakıyorlar. O sular da yeraltı sularını kirletiyor ve ısıtıyor.

 

Bakın! 

 

Herşeyden önce JES’lerden atmosfere salınan buharların başta kansere yol açan radon gazı olmak üzere çok sayıda zehirli gaz ve ağır metal içerdiği iddiaları var.

Bu da yetmezmiş gibi buharları gökyüzüne, akışkanları da en yakın sulama kanallarına ya da nehirlere bırakıldığı ile ilgili söylemler artmış durumda. 

 

Menderes’in hali ortada. Böyle olunca inanmamak elde değil elbet.

 

Halk, Menderes’te kocaman balıkların haşlanarak öldüklerini, çürük yumurta kokusunun, maalesef her tarafta hissedildiğini belirtiyorlar.

Buraların denetimi konusunda eksikliklerin olduğunu görmemek için kör olmak gerekir.

 

Daha yeni Aydın’ın Efeler ilçesinde kurulması planlanan jeotermal santralin sondaj çalışması sırasında sıcak suyun basıncıyla patlama meydana geldi.

 

Patlamanın etkisiyle yerin derinliklerinden fışkıran yüksek basınçtaki sıcak su, yaklaşık 40 metre yükseldi.

Bu yaşanılan olayı “olağan durum” olarak görür ve izlemeye devam edersek büyük tehlikelerin kapımızda olduğunu çok net olarak söylemek isterim.

JES’ler nedeniyle Aydın’da kanser vakalarının ve KOAH hastalığının arttığı bilgisi var.

Konu hakkında önlem alınmaz ve denetimler olmaz ise Aydın’ı ve Aydınlıları zor günler beklemektedir.

Özellikle JES’lerin geleceğimize vereceği zararın boyutlarının net bir şekilde önümüze konması gerekir.

Yoksa durum gitgide daha vahim bir hal alacaktır."