1 MAYIS BODRUM’A ÇOK YAKIŞTI!

  • ali öztürkl hdr ilanı

Bodrum’da ilk kez kutlanan 1 Mayıs Emek-Mücadele ve Dayanışma Günü’yle ilgili en güzel haber başlığını Ege Alternatif atmış.

 

“1 Mayıs Bodrum’a Çok Yakıştı.”


 

Gerçekten de toplumsal duyarlılık, barış ve özgürlük mücadelesine sahip çıkma, emekçilerin yanında olma gibi konularda önemli sınavlardan geçmiş Bodrum’da 1 Mayıs’ın kutlanmaması önemli bir eksikti.

 

2025 1 Mayıs’ında bu eksiklik giderilmiş oldu.

Yağışlı bir güne denk gelse de binlerce yurttaş Marina önünde buluşup Barış meydanına kadar yürüdüler ve tertip komitesinin belirlediği kurallar içerisinde 1 Mayıs’ı coşkuyla kutladılar.


 

Kuşkusuz başlangıç olarak sevindirici olsa da Bodrum’un mevcut insan potansiyeli ve sınıf bilinciyle orantılı bir yığınsallık sağlanamadı.

Ben inanıyorum ki 12 binin üzerinde üyesi olan CHP de diğer sendika ve Sivil Toplum Kuruluşları da daha fazla kitleyi alanlara çıkarabilecek potansiyele sahiptir.

Alanda bulunanlar kadar kendisini “eski solcu “, sosyalist, ilerici, devrimci olarak tanımlayan insan, konfor alanlarından çıkıp alana gelmek zahmetine! Katlanmadılar.


 

Geçmişte ölümü göze alıp mücadele edenlerin yağmuru bahane etmeleri ya da başka gerekçelerin arkasına saklanmaları kabul edilebilir bir durum değil.


 

Sosyal sorumluluk projelerinde ve kitlesel eylemlerde pek göremediğimiz Belediye-İş sendikasının en ön saflarda kendisine yer bulması da hayli ilginçti.


 

Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin CHP örgütüyle birlikte alanda bulunması elbette beklenen bir durum ancak gönül isterdi ki belediye çalışanlarının da bu coşkuyu yaşayabilecekleri ortam sağlanabilseydi.



 

Örneğin o güne özel tüm belediye çalışanları 1 Mayıs tişörtleriyle işyerlerinde olsalardı, sanırım alandaki kutlamalar kadar etki yapar ve takdir toplardı.



 

Tertip komitesi ve görevliler kimi teknik aksaklıkların dışında üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptılar.


 

Ülkemizin içinden geçtiği sıkıntılı günlerde her zamankinden daha çok birlik ve dayanışmaya ihtiyacımız var.

 

 Bu konuda en büyük görev de örgütlü kesime düşüyor.

 

Artık o dar konfor alanlarında keyif yapmanın zamanı değil.


 

Herkes gücü oranında örgütlerine sahip çıkmalı, örgütlü mücadeleye katkı vermelidir.

Yılgınlık, korkaklık ve tembelliğimizi örtmek için muhalefete muhalefet yaparak kılıf bulmak yerine toplumsal muhalefetin hayatın her alanında verdiği mücadelenin bir öznesi olmak zorundayız.


 

An itibariyle özgürlüklerinden yoksun bırakılmış, 

Haksız, hukuksuz yere tutuklu bulunan, cezaevlerinde zor koşullarda baskılara direnen hak savunucularına, siyasilere, gençlere

 Ve dışarıda aş-ekmek- özgürlük mücadelesi veren yoksul halka karşı sorumluluğumuz, çocuklarımıza verilmiş sözümüz,

 Geçmişte bu uğurda yitirdiğimiz devrimcilere borcumuz olduğunu unutmamak gerekiyor.

Hiç kimsenin bu onurlu görevi savsaklama, erteleme, yok sayma lüksü olamaz.

Anayasal sınırlar içerisinde demokratik yöntemlerle ülkemizin aydınlık geleceğini kurma ve yaşatma mücadelesi tüm yurtseverlerin vazgeçilmez görevidir.


 

Bu görevden hiçbir gerekçe ya da bahaneyle geri durma hakkımızın olmadığı gerçeğiyle bir kez daha tüm emek dostlarının 1Mayıs Mücadele ve Dayanışma Gününü içtenlikle kutluyorum.