"Deprem konutları eylül'de denildi ama halen bitirilemedi "

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu ve İzmir Barosu, İzmir’de 117 yurttaşın yaşamını yitirdiği 30 Ekim depreminin yıl dönümünde ortak bir açıklama yaptı. Üzerinden 1 yıl geçmesine karşın mağduriyetlerin sürdüğünün belirtildiğine vurgu yapıldı

Haber Merkezi-  TMMOB İzmir Koordinasyon Kurulu ve İzmir Barosu'nun ortak açıklamasında, depremin ardından yaşanan aksaklıklarla ilgili sorulan sorulara hükümet ve ilgili bakanlıkların yanıt vermediği ileri sürüldü. "Hükümet ve ilgili bakanlıkların İzmir’in sesini önemsemediklerini görülmüştür" denilen açıklamada, depremin ardından yaşanan süreç ve aksaklıklar şöyle sıralandı:

"30 Ekim 2020 14:51 İzmir Depremi gerçekleşmiştir.

2 Kasım 2020 kurtarma çalışmaları sürerken muhtarlıklarda tahliye ve yıkıma ilişkin Bakanlık yazıları ilan edilmiştir. Bu yazılarda yıkım tahliye işlerinin 6306 sk’un 6/a maddesine göre yapılacağı bildirilmiştir. Bazı binalara ise 7269 sk’a göre işlem yapılacağı açıklanmıştır.

İzmir İlinde kendiliğinden çöken, ağır hasar gören veya ağır hasar görme riski bulunan yapıların bulunduğu alanlarda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca nca yapılan teknik incelemeler neticesinde belirlenecek proje alanlarındaki uygulamaların 6306 sayılı Afet Riskli Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'un 6/A maddesi uyarınca RESEN yapılması hususu Bakanlık Makamı'nın 09.11.2020 tarihli ve 237121 sayılı Olur'u ile uygun görülmüştür.

11 Aralık 2020 19 Ocak 2021 tarihleri arası 7 projeye ait toplam ihale bedeli 542 milyon 700 bin olmuştur.

6306 sayılı Kanun'un 2'nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca Bakanlık Makamı'nın 30.11.2020 tarihli ve 256261-256267-.256269-256273-256278-256281-256285 sayılı Olur'ları ile Rezerv Yapı Alanı; olarak belirlenmiş ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 01.12.2020 tarih ve 257306 sayılı yazısı gereği, Bayraklı İlçesi, Mansuroğlu Mahallesi 3927 Ada 1 Parsel ve 8004 Ada 2 Parsel İle Manavkuyu Mahallesi 67 Ada 9 Parsel ve 3783 Ada 2 Parsele , 25220 ada 1,4 ve 5 parseller, 25279 ada 1 parsel ve bir kısım tescil harici alana ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği çalışmalarına başlanmıştır.

Yaklaşık 375 hektarlık alanın kentsel gelişme alanı olarak planlanmasına yönelik İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ve 1/25.000 Ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Değişikliği 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102 nci (c) maddesi uyarınca 16.12.2020 tarihinde onaylanmıştır.

22 Şubat 2021 temel atma töreni yapılarak inşaatlara başlanmıştır. 3. bölge hariç Eylül 2021’de bitirileceği açıklanmıştır. Bitirilememiştir."

Açıklamada, deprem konutlarıyla ilgili belirlenen rezerv alana ilişkin ise şu değerlendirmeler yer aldı:

"Bayraklı İlçesi, Mansuroğlu Mahallesi 25220 ada 1,4 ve 5 parseller ile 25279 ada 1 parsel 1. Bölge, 3789 Ada 1 ve 2 Parseller ile 54 Ada 159 Parseller 2. Bölge   8004 Ada 2 Parsel 4.Bölge, 3783 Ada 2 Parsel 5.Bölge, 67 Ada 9 Parsel 6.Bölge ve 3927 Ada 1 Parsel 7.Bölge olarak adlandırılmıştır.

Söz konusu Rezerv Yapı Alanlarında, deprem sonucu çöken veya ağır hasar gören yapılardan dolayı 6306 sayılı Kanun kapsamındaki hak sahipleri ile 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun kapsamındaki hak sahiplerine tabi oldukları Kanun kapsamında değerlendirilmek üzere, konut üretimine yönelik çalışmalara başlanması gereği doğmuştur. Bu kapsamda, yapı nizamı korunarak hazırlanan imar planı değişikliği ile; meri uygulama imar planında 8 kat olan yapı yükseklikleri zemin 5 kat olarak düzenlenmiştir.

Rezerv kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumunda sözlüğünde 'Yedek- saklanmış biriktirilmiş' olarak açıklanmaktadır. Bayraklı bölgesinde yıkılmış apartmanların olduğu bölgeler rezerv alan ilan edilmiştir. Oysa TDK’deki sözcük anlamı ile bile bağdaşmayan bir yaklaşım ile bu alan rezerv alan ilan edilmiştir."

 

"NEDEN DEVLET TARAFINDAN KARŞILANMADI DA PARA TALEP EDİLDİ..."

 

TMMOB ve İzmir Barosu, proje alanlarına dair 1 yıldır yanıt dahi alamadıklarını savundukları soruları şöyle sıraladı:

"-Proje alanında devlet tarafından yapılan binalar için neden para talep edilmiştir. Neden yapım devlet tarafından karşılanmamıştır?

-Bakanlık tarafından ilan edilen yedi proje alanında sekiz kata kadar inşaat izni verilirken yeni yapılan projelerde zemin 5 kat inşaat izni verilmiştir. Bu kararın bilimsel nedeni var mıdır? Varsa nedir? Yaklaşım kazanılmış hakkın ihlali değil midir?

-İzmir şehrini ilgilendiren 1/100000 ve 1/25000 planlar yapılırken, planın bütünlüğü ilkesi sebebi ile proje alanı için İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerine hiç danışılmış mıdır?

-Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 21. maddesinin 6. fıkrasında “Onaylı jeolojik-jeoteknik veya mikro bölgeleme etüt raporu bulunmayan alanlarda imar planları hazırlanamaz” denmektedir. Bakanlığın söz konusu yönetmelik hükmüne aykırı 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ve 1/25.000 Ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Değişikliği onaylamasının nedeni nedir? Bu etüt raporuna sahip olmadan yapılan planlama sonucu bir sonraki depremde aynı bölgede tekrar can kaybı yaşanırsa sorumlusu kim olacaktır?

-Yedi proje alanı hangi kriterlere göre oluşturulmuştur. Projeler neden hiç askıya çıkarılmadan ihale edilmiştir? İhalenin kamu yararına en uygun bedelle yapıldığının kanıtı var mıdır?

-Depremde hasar almış yapıların bulunduğu özel mülkiyete tabi olan arsalar rezerv alan ilan edilmiştir. Rezerv alan tarifine göre bu alan rezerv alan edilebilir mi? Depremde yıkılan ve hasar gören alanın yerinde dönüşüm yapılması gereken alan olması gerekirken bu bölgenin rezerv alanı ilan edilmesinin yasal dayanağı ve kriteri nedir?

-6306 kentsel dönüşüm 6/A maddesi, vatandaşa ait tapuların hazineye devredilmesini vatandaşın mülkünde idarenin istediği gibi tasarrufta bulunmasını sağlamaktadır. Bu durum mülkiyet hakkına ve anayasaya aykırı değil midir?

-Proje alandaki binalar hangi bilimsel kriterler gözetilerek 7269 ve 6306 sayılı kanunlara tabi kılınmıştır. Tüm bunların nedeni rant bölgesi olan lokasyonlarda anayasadaki mülkiyet hakkına aykırı olarak 6A maddesine işlerlik ve uygulama alanı kazandırmak mıdır?

-İdare ancak ve ancak kanunlarla öngörülen şekilde kamulaştırma ile ivedi durumlarda kamulaştırmasız el atma ile satın alma veya takas trampa ile mal edinebilir. Proje alanındaki örnekler vatandaşın mülkiyetini hazineye geçirip, istendiği gibi plan proje üretilip, ardından ihaleye ile vatandaşın malını vatandaşa satılması durumu ortaya çıkmaktadır. Vatandaş kendi istediği ekip ile neden kendi inşaatını yapamamaktadır? Bu konudaki açıklamanız nedir? Bu durum mülkiyet ve eşitlik hakkına aykırı değil midir?

-Depremden zarar görmüş 652 adet ağır hasarlı bina varken orta hasarlı ve az hasarlı binaların dahi dahil edilmek suretiyle sadece yedi proje alanı oluşturulmasındaki kamu yararı nedir?

-Hak sahipliği için imzalatılan belgede kullanılacak kredi miktarının belli olmadan imza atılması zorunlu tutulmuştur. Depremzedeler ne kadar borçlandığını bilmeden hak sahibi olmaya mı zorlanmıştır. Bu rakam, üzerinden bir yıl geçtikten sonra, kaç liradır. Eylül ayında bitirileceği söylenen binaların bırakın bitirilmeyi ödenecek kredisinin bile ortaya konamaması gerçeğine karşı bir açıklama var mıdır?

-Yıkımı resen gerçekleştirilen binaların enkaz bedelleri vatandaşlara ödenecek midir?

-Devlet vatandaşından yıkım bedellerini talep edecek midir?

-Halk arasında deprem vergisi olarak bilinen, 1999 dan beri 20 yıldır toplanan ve her yıl zamlanan özel iletişim vergisi neden ağır ve orta hasar alan binaların yapımında kullanılmamıştır?

-İdareniz tarafından hasarsız, az hasarlı veya orta hasarlı olduğu halde yıkılmış bina var mıdır? Eğer yıkıldı ise hangi dayanak ile yıkılmıştır?

-Halen ağır hasarlı olup yıkılmayan kaç bina vardır?

-İhale dökümanları, ihale şartnameleri, ihale edilen projelere ilişkin teknik ve hukuki detaylar neden kamuoyu ile paylaşılmamıştır

-7269 ve 6306 sayılı kanunların borçlandırma rakamlarının tesisi, yapılandırılması ve ödeme şekil ve şartları farklılık arz etmektedir. Binaların 7269 ve 6306 sayılı kanunlara tabi kılınarak ayrıştırıldığı gerçeğine binaen, uygulamada aynı afeti yaşamış vatandaşlar arasında gerek borç tahakkuku gerekse geri ödeme süre ve koşullarında da bu fark yaratılacak mıdır?

-30.10.2020 tarihinde yaşanan deprem sonrası Bayraklı Şehir Hastanesi bölgesinde orman vasfı dışına çıkarılarak ve alanın sit statüsü yeniden düzenlenerek bir kısmı tamamen doğal sit statüsü dışına çıkarılmak sureti ile alelacele “rezerv alanı” belirlenmesi hangi bilimsel dayanaklarla yapılmıştır? İzmir’de 1995 yılında meydana gelen sel felaketi sonucu yitirdiğimiz 65 vatandaşımızın 58’i Laka Deresi Havzası’ndan gelen sellere kapılarak hayatını kaybetmesi sonrasında harcanan kamu kaynakları yapılan binlerce km. teras, ağaçlandırma yapılan alanın yeniden konut alanına çevrilmesi yeni felaketlerin kapısını açmayacak mıdır? Kentsel alan içerisinde rezerv alan/alanlar olarak belirlenebilecek kamu mülkiyetindeki alanlar olup olmadığı konusunda bir araştırma yapılmış mıdır?

-Hastane bölgesinde ilan edilen rezerv alanda kaç konut yapılması planlanmaktadır. Hastane yanındaki rezerv alana yapılacak konutlardan kaç adedi 7269 nolu kanun şerhi bulunan ağır hasarlı apartman maliklerine verilmiştir. Kalan konutlar kimlere verilecektir? Bakanlıkça yerinde üretilecek konut ve dükkânlar için, oluşabilecek muhtemel fazlalığın dağıtımı ile ilgili uygulama ne olacaktır?

-Hastane bölgesinde yapılan konutların altyapısı (elektrik, su ve en önemlisi kanalizasyon) fiili durum nedir?"

Açıklamada, yapılan yanlışlıklar ve sorumluların ortaya çıkarılması konusunda kararlılıkla mücadele edileceği vurgulandı.


30.10.2021 14:46:32