BBP Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, parti genel merkezinde gündeme dair değer değerlendirmelerde bulundu. Sezaryen ve normal doğum tartışmaları hakkında konuşan Destisci, konuya bilimsel yaklaşmanın daha doğru olacağını söyledi. Pakistan ve Hindistan arasında yaşanan gerginlik ile ilgili de açıklama yapan Destici, Türkiyenin her şartta Pakistanın yanında olması gerektiğini ifade etti.
"Türkiye her şartta Pakistanın yanında olmalıdır ve yanındadır"
Pakistan ve Hindistan arasında yaşanan gerginlği değerlendiren Destici, "Türkiye her şartta Pakistanın yanında olmalıdır ve yanındadır. Bu sadece duygusal ve vicdani bir sorumluluk değil, reel politiğin de gereğidir. Daha da önemlisi kardeşliğin ve dostluğun bir gereğidir. Ayrıca, Pakistan ve Hindistan arasında bir sıcak çatışmanın başlamasına engel olmak için bütün gücüyle de gayret sarf etmelidir. Burada başlayacak yangının hangi seviyeye, ve hangi istikamete ilerleyeceğini tahmin ya da kontrol etmenin zorluğu bir tarafa, Çinin çatışmalara dahil olması durumunda, savaşın etkilerinin, başta Doğu Türkistan olmak üzere çok sayıda noktada, bugünkü şartların çok daha ağırlaştıracağını unutmamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Kırımın ilhakını meşrulaştırma çabası, geleceğe de taşınacak çok sayıda problemin nedeni olacaktır"
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trumpın Donald Trumpın son dönemde dile getirdiği Kırım ile ilgili açıklamaları değerlendiren Destici, "İnsanları, insan hayatını, vatan kavramını, barışı yok sayarak, bir emlakçı refleksiyle hareket etmek, Gazzede ve Kırımda, o toprakların gerçek sahipleriyle birlikte, insani değerleri de yok etmektir. Kırım, sadece Ukraynanın değil, Karadenizin güvenliği açısından da kritik bir öneme sahiptir. Türkiye açısından ise Kırım, Kırım Türkleriyle olan tarihi, kültürel ve insani bağlarımız nedeniyle milli bir sorumluluk konusudur.Trumpın, Rusyayla ilişkilerini dengelemek uğruna Kırımın ilhakını meşrulaştırma çabası, geleceğe de taşınacak çok sayıda problemin nedeni olacaktır. Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunu asla kabul etmeyecek ve tanımayacaktır" diye konuştu.
"Kıbrıs Türkleri gerçeğin ve yapılmak istenenin ne olduğunu asla unutmamalı"
Yakın bir geçmişte, Kıbrısta çok sayıda tartışma ve gerilim yaşandığını belirten Destici, "Yunanistan ve Fransa tarafından tırmandırılmaya çalışılan karasuları konusu.Türkiyenin uluslararası hukuktan doğan Doğu Akdenizdeki haklarının gasp edilmeye çalışılması.Yunanistanın, Ege adalarını ve Kıbrıs Rum Kesimini uluslararası hukuka ve hala geçerli olan anlaşmalara aykırı olarak silahlandırması. AB ülkelerinin, Türk Devletleriyle yaptıkları ticari anlaşmalarına, Kıbrıstaki Türk varlığını gayrimeşru gösterecek dayatmaları şart olarak sunmaları. Kıbrısta başörtüsü üzerinden bir Türkiye karşıtlığı örgütlenmesi gayretlerini, aynı organizasyonun parçaları olarak görüyoruz. Milletimiz ve dünya Türklüğünün en önemli ve vazgeçilmez parçası olan Kıbrıslı kardeşlerimiz, Kıbrıs Türkleri gerçeğin ve yapılmak istenenin ne olduğunu asla unutmamalı, bu provokasyonların, varlığımızı ve güvenliğimizi tehdit edecek gelişmelere neden olmasına izin vermemelidir" dedi.
"Normal doğum desteklenmeli, zorunlu olmadıkça sezaryene başvurulmamalıdır"
Sezaryen ve normal doğum tartışmaları hakkında değerlendirmede bulunan ve konuya bilimsel yaklaşılması gerektiğini söyleyen Destici, "Dünya Sağlık Örgütü de sezaryen oranlarının yüzde 10-15 civarında sürdürülmesini hedef olarak gösteriyor. Hem anne hem de bebek sağlığı açısından, sezaryenin, yalnızca gerekli durumlarda yapılmasını öneriyor. Biz de konunun ciddiyetle ele alınmasını, milletimizin süreçle ilgili daha iyi ve doğru biçimde bilgilendirilmesini öneriyor, gereksiz cerrahi müdahalelere sınırlama getirilmesi kararını destekliyoruz. Yani Normal Doğum desteklenmeli, zorunlu olmadıkça sezaryene başvurulmamalıdır. Kadınlarımız da bu konuda desteklenmeli ve her türlü yardım yapılmalıdır" ifadelerini kullandı.
"Gündüz kuşağı programları derhal yasaklanmalıdır"
Gündüz kuşağı programlarının toplumun yapısını bozduğunu ifade eden Destici, "Sağcısı ile solcusuyla, Türküyle Kürdüyle, Alevisiyle, Sünnisiyle, şehirlisi köylüsüyle hepimiz gidişattan kaygılıyız. Asla arzu etmediğimiz bir sosyoloji ortaya çıkıyor. Hem de bu sosyolojide toplumu gözümüzün önünde bize rağmen inşa ediliyor. Bozulan çarklar, evlilik destekleri gibi birtakım maddi teşviklerle düzeltilmeye çalışılsa da saldırganlar kültür kodlarımızı hedeflediği için düzelmeyecek. Tüm bu sebeplerden dolayı gündüz kuşağı programları derhal yasaklanmalıdır. Topluma, aileye, anne, baba ve çocuklara örnek olacak; hayata kılavuzluk edecek doğru düzgün programlar üretilmelidir" diye konuştu.
30.04.2025 15:49:00